Hepimizin kendine göre bir felsefesi, düşüncesi vardır. Hayatın bize yol gösterdiğinin farkındayızdır. Bazılarımız bunu içimizden gelen ses olarak adlandırırlar. Ben de öyle düşünenlerdenim. Genellikle seçimlerimizi içimizden gelen o sese göre yaparız. Onun dediği yoldan gider, onun istediği kıyafeti alırız. 5 yıl önce şunları karalamışım bir köşeye;
“ Herkesin kalbinin derinliklerinde saklı olan birçok şey vardır. Bunlardan bir tanesi ve en değerlisi o gitar çalan küçük çocuk... Onu öylesine korumak isteriz ki yüksek kalın duvarların arkasına gömeriz. İncitilmesin isteriz. Zamanla daha derinlere saklarız. Ve yanılarak onu koruduğumuzu sanırız.”
Yıllar önce duyabilirdim o çocuğun çaldıklarını, bana söylediklerini. Zamanla çevremdeki gürültüde kaybolup gitti kırılgan sesi. O kadar meşguldüm ki etrafımdaki gürültüyle uğraşmakla, unuttum o çocuğu. Duyamadım yıllarca.
Bu aralar çok ihtiyacım var ona, onu dinlemeye. O yüzden rica ediyorum sizden, biraz daha sessiz olur musunuz lütfen?
Sefa’nın Eskiz Defteri :: 8 Mayıs 2009

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder