28 Kasım 2012 Çarşamba

Another Brick In The Wall - Part II

Günlerdir okul üniformaları hakkında tartışılıyor. Özellikle de sosyal ortamda insanlar fakir ailelerden gelen öğrencilerin haklarını aramaya başladılar. Konu şekil olunca her zamanki gibi şekilci insanlar ortaya atılmaya başladı; "Yazık değil mi fakir ailelerin çocuklarına?" Daha bu uygulama başlamadan öğrencileri ikiye ayırmaya başladılar; fakirler ve zenginler. Bu ülkenin aşması gereken en önemli şeylerden birisi bu; Şekilcilik. Saçımız, sakalımız, kılığımız ve kıyafetimiz. Bu ön yargıları yıkmamız lazım, tabi ki de insana insan olduğu için değer verilmeyen bir ülkede konu çocukların kıyafetleri olunca ortalık karışıyor. Ama bence bu cahil zihniyeti bir kenara bırakıp bu durumun öğrencilere nelere katacağına bakmak lazım.

Toplum olarak o kadar baskı kuruyoruz ki öğrenciler üzerinde, üniversiteye başlayana kadar kendi kişiliğini bulamıyor çoğu genç. Kişiliğini bulup yansıtabileceği tek yer belki de kendi kendine oluşturacağı tarzı. Belki saçlarını uzatmak istiyor ve kendini bu şekilde ifade edebilecek, belki saçını kapatmak istiyor ve kendi dinini gerçekten bu şekilde yaşayabilecek. Ama üniformalar buna fırsat vermiyor. Kendin olamadığın bir üniformanın içerisinde ezile büzüle okumaya çalışıyorsun işte, ne kadar başarabilirsen. Üniversiteye geldiğinde de ne yapacağını bilmeyen, kendini bulamamış, henüz keşfedememiş, sudan çıkmış balık gibi oluyorsun. 18 yaşındasın ve daha nasıl giyinmen gerektiğini de bilmiyorsun, televizyonda beyaz gömlekli takım elbiseli delikanlılar var, bir yandan da çevrende değişik değişik birçok insan. Hangisi olman gerektiği hakkında hiçbir fikrin yok. Sen daha hayata 18'inde başlıyorsun ve henüz kendin bile olamamışsın adam gibi. Giyinmeyi bilmiyorsun. Bu çok berbat bir durum.

Ayrıca bu üniformalar ailelere pahalıya patlıyor. Hangimiz o üniformaları dışarıda da giyebildik ki? Dolabımızın bir köşesine atıldı hep. Çocuklar çabuk büyüyen canavarlar ayrıca. Üniforma alınamadığı için kolları kısa gelen veya başka birinden alınmış üzerine 2 beden büyük gelen eğreti bir ceketle okula gitmek pek de hoş olmasa gerek?

Toplumdaki ayrımcılığın temel sebebi bu üniformalar değil mi zaten? Öğrenci olduğunuz için dışarıda ezildiğinizi adam yerine koyulmadığınızı hatırlamıyor musunuz hiç? Hem şunu hiç düşündünüz mü? Her okulun kendine özgü bir üniforması var. Fen Lisesi'ne giden bir öğrenci ile Meslek Lisesi'ne giden bir öğrecinin yan yana geldiğini düşünsenize? Meslek Lisesine giden birey üzerinde oluşan baskıyı, insanların ona geleceği olmayan tembel biriymiş gibi davranmalarını. Bunlar her gün olan şeyler. Düşünsenize yıllar boyunca üzerinizde o etiketi taşıdığınızı? Belki de üniformaların olmayışı bu tarz davranışların yok olmasına yardımcı olabilir ve Galatasaray'da mı yoksa devlet okulunda mı okuduğuna göre adam yerine koyulmaz insanlar.

İnsanlar bu değişimi sadece 'fakirlik ve zenginlik' konusu olarak algılıyorlar, tek bir boyutu yok bu işin. Lisede fakir olan öğrenci üniversitede değil mi? Hayata atıldığında bu farkı göremiyor mu birey? Kaldığım yurtta bu durumu kaldıramayıp intihar eden bir öğrenci hatırlıyorum. Geriye bıraktığı mektupta çevresindeki insanlar gibi bir yaşam süremediğini, fakir olmayı kaldıramadığını yazan bir öğrenci. Gerçekten fakir olması mı bu intihara sebep olan yoksa toplum olarak kılığı kıyafeti, saçı sakalı o kadar büyük farklılıklar olarak gören ve birbirimizi yadırgayan bizler mi? Gelir seviyesi ne olursa olsun eşit şekilde eğitim verilen bir sistemde yetişmiş olsaydı bu birey belki de bugün hala hayatta olacaktı. Çünkü güzel ülkemde şekilcilik zihniyeti çoktan aşılmış olacaktı. Hem ülkeyi soyup soğana çevirenler takım elbiselerin içine saklananlar değil mi? Bırakın da gelecek nesil bunları aşmış olarak yetişsin. Belki o zaman güzel ülkemde birşeyler gerçekten değişir.

👊🏿 #wall #write #quote #pinkfloyd #anotherbrickinthewall #song #history #music 🎧

A photo posted by giulia (@giuliasfriso) on



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder