18 Temmuz 2011 Pazartesi

Dünya'nın Yolları

İki kapılı bir handa yürüyoruz gündüz gece. Yol o kadar garip bir şey ki, sürekli olarak yol arkadaşlarımız değişiyor. Yollar yaşlı bir çınar ağacının kökleri gibi birbirine geçmiş sanki. Yollarımız kesişiyor ve ayrılıyor. Bazen öyle insanlarla karşılaşıyoruz ki, tabiri caiz ise bizi kötü yollardan alıp daha iyi olanlara yönlendiriyorlar. Bazıları bize çelme takma çabasındalar. Bazıları bizi takip ediyor, bazen de biz bazılarını. Bazen yolu uzatıyoruz gereksiz yere, bazen kestirmeden gidiyoruz. Kimileri koşturuyor, kimileri aheste.

İşte bir yolculuğun daha sonuna geldik. İzmir’deki ev arkadaşlarımdan ayrıldım, ya da onlar benden ayrıldılar. Yollarımız ayrıldı. Belki yine birleşecek, belki de bir daha asla birleşmeyecek. Bilmiyorum.

Yolculuğun doğal bir sonucu olarak dokunduğumuz hayatlardan bir şeyler kapıyoruz hep. Güzel, çirkin, iyi, kötü, az, çok.. Bu da yolun keyifli kısmı. Ben kimim sorusunun cevabı. Unutmayın çevremizdeki insanlar kadar güzeliz her zaman!

Yolculuğuma bakınca görüyorum da öyle insanlar var ki, eğer onlarla tanışmamış olsaydım şu an nerde olacaktım kim bilir. Ya da benimle tanışmamış olsa onlar nerede olacaklardı. Bunları düşündükçe, yaşadığım her günün mucize olduğuna inanmamak elde değil. En azından bunu görebilecek kadar şanslı olmak, yürümeye değer.

Dönüyor durmuyor dünya. Yürüyorum gündüz gece.

Yanınızda yürüyen insanlara bir bakın, sonra yürüdüğünüz yola. Kendinize “ben burada ne arıyorum?”, “benim burada ne işim var?” diye sorduğunuzda kendinizden emin bir şekilde kendinizi oraya ait hissediyorsanız doğru yoldasınız demektir. Emin adımlarla ilerlemeye devam edin. Eğer aksini hissediyorsanız hemen ışıklardan sonra sola dönün, yürümeye devam edin.

Bu sizin yolculuğunuz. Kaptan sizsiniz.
Defter size iyi yolculuklar diler.

Bir sonraki durak Amerika.

Lindas fotografias de por ahí ♥ #vacaciones #miami

A photo posted by Cami Cruz (@cami_kiuz) on

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder