13 Ekim 2015 Salı

Neden, Bukowski?

94 yılında öldüğünde senin adını bile duymamıştım doğrusu. Kim olduğunu bile bilmiyordum. O sene bir de Kurt Cobain diye birisi ölmüş, senden 27 gün sonra, 27 yaşında. Onun da kim olduğunu bilmiyordum. Sonralardan öğrendim. 94 senesinden tek hatırladığım kardeşimin dünya'ya gelmesiydi. Benim için en büyük olay buydu. 6 yaşında bir çocuğun senin ölümüne üzülmesini beklememelisin Henry. Seni tanımamamın dışında, o yaşlarda senin yaptığın her şey bana "Öğghk, kaka" diye öğretilmişti; içmek, kadınlar, at yarışı vs. Sanırım o günden bu güne çok yol katettim. Neden, Mr. Chinaski? Neden geldim bu yolları, eğer burada kapana sıkışacaksam?

Bir seneyi çöpe attım farkında olmadan, bilgisayarın geri dönüşüm kutusuna koyup yanlışlıkla silmiş gibiyim. Çok önemli bir dosyayı "Shift+Del" tuşlarıyla yok etmiş durumdayum. Geriye nasıl alınacağını bilmiyorum. Bizim Rıza bilgisayarlardan anlıyor ama söylemez o puşt şimdi. İşi gücü vardır. Hem tanrı değil ya bu adam benim içine ettiğim bir seneyi geriye alsın.

Çok kayıbım Henry, senin kadar yaşayacağımı bilsem bu kadar acele etmezdim. 73 senede 1 nedir ki? 27'de 1 farkediyor oysa. 27 demişken, insanlarım Nirvana'ya ulaşıp buradan göçtüğü yaşlar bunlar. Benimse tek ulaştığım nokta yetersiz bakiyelerden ibaret. Şimdi sen olsan ve bana "Demek yazar olmak istiyorsun?" diye sorsan. Şiiri bilen bilir. O şiiri ne çok sevdiğimi de bilen bilir. Nirvana'ya ulaşamayacağım, bu gece olmaz. Başım ağrıyor. Yolun tümünü gidemeyeceğim, sanırım yola çıkmam lazım önce. Evimin girişinde kendimi tüfekle vurmuş olarak da bulunmayacağım. Bizim burada itler dolu. Çalarlar tüfeği, üzerimdeki kıyafeti. Manşetlere çıplak düşmek istemem. Bu dünya'daki son görüntümün kıçımdaki kıllar olmasını istemem.

Ne yapayım dersin Mr. Chinaski?
Neden, Bukowski? Neden?

Günün birinde görüşmek üzere, ama şimdilik burada kalıp yazdıklarımı bitirmem lazım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder